Son derece kolay bulaşan suçiçeği, çocukluğun neredeyse doğal sayılabilecek kadar sık rastlanan hastalıklarından biridir. Uzun sürmez ve ciddi ihtilatlara yol açmasına çok ender rastlanır. Evde kolayca tedavi edilebilir. Suçiçeği, bebeklerde görülmeyen bir çocukluk hastalığıdır: çünkü bebekler, bu hastalığa karşı, annelerinden onlara geçen doğal bağışıklıkla doğarlar ve bu bağışıklığı ancak. 1-2 yaşına geldiklerinde yitirirler.
Suçiçeği virüsü, hastalığı geçirmekte olan çocukların döküntülerinde de bulunmakla birlikte, temelde damlacık enfeksiyonuyla bulaşır.Suçiçeği geçirmekte olan çocuk, her soluk venşte saldığı küçük su damlacıkları içinde, çok sayıda virüsü dışan yayar. Bu virüsler, damlacığı başka bir çocuk soluyunca, ona geçer ve hızla çoğalarak onu da hastalandırırlar.
Su Çiçeğinin Belirtileri :
Virüs çocuğun bedenine girince, yayılma aşamasında bulunduğu ondört günlük bir kuluçka döneminin ardından, çocukta hastalığın belirtileri ortaya çıkar; 2-4 saat süren belli belirsiz bir baş ağrısı: kendini kötü hissetme bazı çocuklarda hatif ateş yükselmesi bazı çocuklarda da kısa sürede kaybolan lekeler halinde kırmızı bir döküntü.
İlk döküntü 24 saat içinde ortaya çıkar. Genellikle gövdede ve yüzde başlar: kot ve bacakları çok daha hafif biçimde etkiler.
Lekeler, pembe birer kabarcık olarak başlar, beş altı saat içinde, içi virüs dotu minik bir sulu kabarcık oluşturacak biçimde kabanrlar. Bu gözyaşı damlalarına benzeyen lekelerin rengi, yavaş yavaş süt rengine dönüşür. Daha sonra lekeler kabuklanıp, sonunda kururlar. Bu dönem boyunca çocuk sinirli olabilir; ateşi 38 derece dolaylarına çıkar. Bazı çocuklarda yalnızca 30-50 kabarcık varken, bazılarında kabarcıkların sayısı birkaç yüzü bulabilir.
Kabuklar oluşur oluşmaz, lekeler kaşınmaya başlar ve kaşımı, kabuklar düşünceye kadar sürer. Bir veya iki hafta içinde kabukların tümü düşer ve çocuğun derisi yeniden normal görünüşünü alır.
Su çiçeğinin Tedavisi :
Kendilerini İyi hissetmeyen, ateşi yüksek çocuklar, sürekli yatmak isteyebilirler. Kendisinin istemesi dışında, tıbbı açıdan çocuğu kesin yatak dinlenmesine zorlamak için hiçbir neden yoktur. Çocukların çoğunda, hiç tedavi gerekmez.
Boğaz ağrısının ya da baş ağrısının vereceği sıkıntılar, parasetamoila giderilebilir. Virüs için tıbbi herhangi bir tedavi bulunmadığından, hastalık doğal gelişmesini izlemeye bırakılır. Şiddetli kaşıntı durumunda, kalaminli bir losyon ya da antihistaminli bir ilaç iyi gelebilir. Kabarcıklardan biri iltihaplanırsa, iyileşmesi uzun süreceğinden ve mikrop kapma tehlikesinin yanı sıra iz de bırakabileceğinden, çocuğun kabukları kaşımasını önlemek gerekir.