İki pehlivan arasında belirlenen kaidelere uyularak birbirinin sırtını yere değdirmek amacıyla yapılan spordur. Güreş, insanların zekâ ve kuvvetlerini birleştirerek, herhangi bir alet kullanmadan yaptıkları sporlardan biridir.
Dünya üzerinde güreşi ilk yapan milletler Türkler, Eski Yunanlılar ve Romalılardır. Güreş Türklerle birlikte Anadolu’ya, Balkanlara ve Avrupa’ya yayılmıştır.
İlim ve fikir üstünlüğünden çok beden gücünün atiklik, çeviklik ve ustalığın üstün tutulduğu çağlarda han, hakan, padişah gibi devlet büyükleri ve gençler binicilik, atıcılık ve güreşte üstün olmaya çalışmışlardır. Ayrıca zamanın ünlü güreşçileri devlet adamları tarafından korunmuş çalışmaları teşvik edilmiştir.
Güreş çeşitlerini şöyle sıralayabiliriz;
a) Karakucak Güreş: Çimen üzerinde veya toprak meydanda, vücudun üst kısmı ve ayak çıplak olarak yapılan bir serbest güreş çeşididir. Karakucak güreş çeşiti Kafkasya, Kırım ve Anadolu Türkleri’nce bilinen en eski güreştir.
b) Yağlı Güreş; Bu güreşte pehlivanlar kisbet adı verilen deri çeşidinden yapılmış dar parçalı bir çeşit pantolon giyerler. Zeytinyağı ile yağlanarak belli bir zaman ile sınırlandırılmadan belli kaidelere uyarak hakemler önünde yapılan güreştir.
c) Serbest ve Greko-Romen Güreş: Bu tarz güreşler Batı ülkelerinde 19. yüzyıldan sonra gelişmeye başlamıştır. Serbest ve Greko-romen güreşler Beynelmilel Güreş Nizamnamesi’ne göre düzenlenir.