…Bilgisayarla kafayı bozanlar, programcılar ve normal hayatta olaylara ‘matematiksel problem çözme’ mantığıyla yaklaşan Güzel Yurdumun Güzel İnsanları tarafından işlenen çok başarılı bir ‘günlük problem çözme’ algoritması…
Bu günlerde sıkça konuşulan konulardan biri Milletvekili maaşlarının artışı diğeri Öğretmen maaşlarının artmayışı!Benim bildiğim Milletvekillerinin şahsi hariç tüm giderleri devlet tarafından sağlanıyor.
Resmi dil: Hintçe, İngilizce (bunların dışında 850 çeşit dil vardır. Resmi yazışmalarda İngilizceyi kullanırlar)
Milli marş: jana-gana-mana
Ulusal oyun: hokey
Ulusal hayvan: bengal kaplanı
Ulusal çiçek: lotus
Nüfuz: 1 milyar 210 (2011)
[stextbox id=”alert”]Müthiş bir şekilde kalabalık bir ülke. Sokaklarındaki bu insan seline baktıkça başım dönüyor Kalabalığı yönünden çin’ den sonra ikinci ülke ve dünya nüfuzunun neredeyse %15ini kapsıyor.[/stextbox]
Tabi bu kalabalık Hintlileri olumsuz etkiliyor. Birçok Hintli açlıkla karşı karşıya kalıyor. Hayat seviyesi yerlerde diyebiliriz.
Sokaklarda, kıyıda köşede bir şeyler satmaya çalışan insanlar kolaylıkla görülebilir. Bizde anca resimlerden görüyoruz işte
bu insanlar fakir oldukları kadar da pasaklılar. “Dünya üzerinde en kirli insanlar kim?” sorusuna ancak “Hintlilerdir” denilebilir.
İneklere taptıkları gibi onlara herhangi bir zarar gelmesin diye didinmeleri şöyle dursun haşerat, fare falan artık ne varsa bunlara da kutsallık atfederler. Biz bu böcekleri bir görsek terliği fırlatıveriyoruz ama Hintliler yemeklerine de girse, yataklarında da gezinse gıklarını çıkarmıyorlar. Sabır işi, yazık yaaahu.
Biz filmlerini izliyoruz, filmlerdeki Hintlilere hayran hayran bakıyoruz ama işin bir de iç yüzü var tabii. Tamam, filmdeki artistler sadece filmle kalmayıp sahiden de zenginler. Haliyle onlardan pasaklı olmalarını beklemiyoruz. Evleri, arsaları da tabi lüks olunca haşeratı ortalıkta volta atarken göremeyiz herhalde. İnşallah öyledir
Hintliler ineği kutsal sayıyorlar. çünkü kutsal ineklere saygı diğer tanrılara saygı olarak görürler. O yüzden Hindistan da yaşayan müslümanlar kurban bayramında gün yüzü görmüyorlar. Maalesef ki
1981 yılında müslümanların dört kutsal ineği kestiklerine dair çıkan söylentilerin çıkması üzerine büyük olaylar patlak vermiştir. artık ver elini sokak kavgaları, kanlı bıçaklı saldırılar, boykotlar. Bir zamanlar Müslümanların elinde olan Hindistan’da şimdi müslümanlar eziyet çekmekte. Allah yardımcıları olsun ne diyelim
Aslında bunlara sebep olan şeyler Hinduizm dinine mensup olan Hintlerin dini inanışları. Ve de dini yaşayış tarzları. Kendi dinlerine “sanatana dharma” derler. Bu da “ezeli-ebedi din/ şeriat” anlamına gelir.
Hinduizm de Kast sistemi uygulanmaktadır. Bir nevi insanları belli sınıflara ayırmak denilebilir. Burada da para konuşur tabii. zengin bir insanın sudra olabileceğini düşünemiyorum. Kast sistemindeki tabakalar şunlardır:
1- Brahmanlar
2- Kşatriya
3- Vaisya
4- sudra
bu kast sistemine göre tanrı brahmanın ağzından, kşatriyalar brahmanın kollarından, vaisyalar brahmanın midesinden, surdalar da brahmanın ayaklarından yaratılmıştır. Hepsinin de kendine has görevleri vardır. Mesela sudra işçi sınıfıdır, vaisya tüccar-esnaf, kşatriya hükümdar sülalesi, brahmanlar ise rahipler-din adamlarıdır.
Aslında bu kast sistemi 1975 de yürürlükten kaldırılmış olsa da halen uygulanmaktadır. Birilerinin, birilerinin işlerini görüyor olması güzel şey olsa gerek.
Bu sudracıklar köle gibi çalıştıkları gibi bir itibarları bile yok. Bir üst tabaka bir alt tabakadan alışveriş yapmadığı gibi evlilik meseleleri de tabakalar arası olmuyor. Kendi tabakasından olmayan birine aşık olurda birileri vaayy o sevenlerin haline.
Onlar için en korkunç şey de kendisinden üst tabakadan birine yan gözle dahi baktığın taktirde bir dahaki hayatında hayvan olarak dünyaya gelme düşüncesi olsa gerek. Bu yüzdendir ki yüzleri her daim gülüyor. Olur ya bi hataları olursa üst tabakalar onlar için hayal olur.
hindistanı severim, filmlerine, müziklerine bayılırım. ama körüne de sevmek olmaz dimi ama biz bilelim de sonra ağzımız açık kalmasın.
Gerçi adamlar ne yapsın dünya nüfusunun nerdeyse yarısı Hintli, tren mi yetişir ray mı yetişir. Aslında belki de hükümetin böyle bir nüfus azaltma politikası vardır kim bilir… Bir de heriflerin hiç biri jeton atmamış gibi duruyor, zaten eğer öyle olsaydı herhalde demir yolları çoktan manyetik raylı, özel korumalı sisteme geçerdi.
İşte yıllardır beklediğim alet bu. Piyasaya çıkar çıkmaz ilk satın alanlardan biri ben olacağım. İnsanlar otomobil kredisine girerler, ben Zero-kopter kredisi çekeceğim.
Kapınızın önünde bundan bir tane olduğunu düşünsenize, herkes arabasına binerken siz uzaktan kumandasıyla “cuvvk cuvvk” diye öttürüp gökyüzüne doğru basıp gideceksiniz, trafik derdi yok bir şey yok. Benim gibi ruh hastası insanlarla aynı hissiyatlara sahip olduğu için Hector del Amo isimli tasarımcıyı kutluyorum.