Her yaştan ve her modelden sizi eskilere götürecek bir mazi masalı. Eski Arabalar ne kadar çekici ve ilginç geliyor belkide ilk oldukları bilinci insana öyle hissettiriyor. Bir düşünsenize İlk defa tasarlamak… Çok güzel bir duygudur. Sizi taşıyacak dört tekerlekli bir icat yapıyorsunuz ve buna ait bir dış görünüş tasarlıyorsunuz hemde ilk defa ve bu aşağıdaki İlk Araba Resimlerinde bunları görüyorsunuz işte.
Kategori: Resimler
Güzel Manzara Resimleri
Eski Fotoğraf Makinaları
Fotoğraf makinaları ışık yardımı ile resim çizerler, ışık yardımı ile resim çizen bu buluşa verilen genel isimdir. Fotoğraf kelimesinin anlamı “Işığı kaydetmek” olarak biliniyor. İlk fotoğraf makinesi, önünde bir merce ve ışık geçirmeyen bir kutu şeklinde dizayn edilmişti. 1802 yılında İngiltere Yakınlarında Thomas Wedgwood, gümüş nitratlı kağıdın veya derinin üstüne görüntü aktarmayı başardı lakin görüntü sabitlenemiyordu. 1827 yılında Niepce isimli çılgın bilim adamı, duyarlı bir levha üzerine ilk defa görüntüyü sabitledi. Bu biraz yorucu bir işti mesela bir manzara resmi için “Duyarlı Tabaka” adı verilen yansıtıcı cisme tam 8 saat poz vermek gerekiyordu.
Deli ressam Daguerre, bir ucunda buzlu cam diğer taraftaki ucunda bir mercek olan karanlık bir kutunun içinde görüntü yakalayıp taslaklarını bu görüntü üzerine işliyordu. Daguerreotype ismiyle zikredilen bu yöntem çok geçmeden tüm dünyaya yayıldı. 1840`lı yıllarda Amerikada her eyalette daguerreotype sanatçısı bulunuyordu.
1840 yılında Talbot, fotoğraf kağıdının duyarlılığını yükseltti. Cam negatiflerin icat edilmesiyle dünya üzerinda fotoğrafçılıkta devrim meydana geldi. İngiliz bilim adamı Archer, fotoğraf kağıdını cam negatifden görüntü aktarmayı başardı. 1868 yılında trikromi yöntemi ile renkli baskı gerçekleşti.
1887 tarihinde Rahip Hannibal Goodwin, (Hannibal isimli Korku filmiyle alakası yok bu adamın) gümüş bromür emülsiyona sahip selüloit film önerisinde bulundu. 1889 yılında Eastman Kodak Company tarafından makaralara sarılmış şekilde yaprak filmler üretildi. Cam filmin kalkması ateşe dayanıklı asetat filmin çıkmasıyla oldu. 1935 yılında ilkkez renkli filmler yapıldı.
Bu sürecin digital fotoğraf tarihine ulaşmasıyla fotoğraf geniş kitlelere ulaştı…
Manzara Resimleri
Hepsi çok güzel doğa ve manzara resimleri ve bu resimlerden oluşan resim galerisi. En Güzel Manzara Resimleri ve Yağlı Boya ile yapılmış manzaralar, Manzara görüntüleri, Manzara resimleri ve Manzara fotoğrafları. Harika manzara resimlerinden çok güzel kareleri sizler için bu konuda topladık.
Mona Lisa
Mona Lisa (La Gioconda yada La Joconde isimleriyle de anılır) İtalya, Floransa da bulunan Rönesans esnasında Leonardo da Vinci tarafından kavak bir pano üzerine yapılmış 16. yüzyıl yağlıboya çalışmasıdır. Bu resim şimdilerde bile Fransa tarafından korunmakta ve Paris’te bulunan Louvre Müzesi’nde Francesco del Giocondo’nun karısı, Lisa Gherardini Portresi başlığında sergi olarak gösterilmektedir. Resimde oturan bir bayan çalışması yağlıboya olarak yapılmış, bayanın yüzünün kime ait olduğu hala bilinmemektedir.Yüzündeki belirsizlik, atmosferdeki ilginç görünüş, resim ile alakalı çalışmaları sürdürmektedir.
Mona lisa hakkında daha fazla bil için işte size adres… Buyrun…
Fotoğraflarla Nostalji (ANKARA)
‘Ve insan’ Karikatür…
Milletvekili ve Öğretmen Maaşları
Bu günlerde sıkça konuşulan konulardan biri Milletvekili maaşlarının artışı diğeri Öğretmen maaşlarının artmayışı!Benim bildiğim Milletvekillerinin şahsi hariç tüm giderleri devlet tarafından sağlanıyor.
Hindistan
Hindistanda Yaşamak….
Başkenti: yeni Delhi
En büyük şehri: mumbai
Resmi dil: Hintçe, İngilizce (bunların dışında 850 çeşit dil vardır. Resmi yazışmalarda İngilizceyi kullanırlar)
Milli marş: jana-gana-mana
Ulusal oyun: hokey
Ulusal hayvan: bengal kaplanı
Ulusal çiçek: lotus
Nüfuz: 1 milyar 210 (2011)
[stextbox id=”alert”]Müthiş bir şekilde kalabalık bir ülke. Sokaklarındaki bu insan seline baktıkça başım dönüyor Kalabalığı yönünden çin’ den sonra ikinci ülke ve dünya nüfuzunun neredeyse %15ini kapsıyor.[/stextbox]
Tabi bu kalabalık Hintlileri olumsuz etkiliyor. Birçok Hintli açlıkla karşı karşıya kalıyor. Hayat seviyesi yerlerde diyebiliriz.
Sokaklarda, kıyıda köşede bir şeyler satmaya çalışan insanlar kolaylıkla görülebilir. Bizde anca resimlerden görüyoruz işte
bu insanlar fakir oldukları kadar da pasaklılar. “Dünya üzerinde en kirli insanlar kim?” sorusuna ancak “Hintlilerdir” denilebilir.
İneklere taptıkları gibi onlara herhangi bir zarar gelmesin diye didinmeleri şöyle dursun haşerat, fare falan artık ne varsa bunlara da kutsallık atfederler. Biz bu böcekleri bir görsek terliği fırlatıveriyoruz ama Hintliler yemeklerine de girse, yataklarında da gezinse gıklarını çıkarmıyorlar. Sabır işi, yazık yaaahu.
Biz filmlerini izliyoruz, filmlerdeki Hintlilere hayran hayran bakıyoruz ama işin bir de iç yüzü var tabii. Tamam, filmdeki artistler sadece filmle kalmayıp sahiden de zenginler. Haliyle onlardan pasaklı olmalarını beklemiyoruz. Evleri, arsaları da tabi lüks olunca haşeratı ortalıkta volta atarken göremeyiz herhalde. İnşallah öyledir
Hintliler ineği kutsal sayıyorlar. çünkü kutsal ineklere saygı diğer tanrılara saygı olarak görürler. O yüzden Hindistan da yaşayan müslümanlar kurban bayramında gün yüzü görmüyorlar. Maalesef ki
1981 yılında müslümanların dört kutsal ineği kestiklerine dair çıkan söylentilerin çıkması üzerine büyük olaylar patlak vermiştir. artık ver elini sokak kavgaları, kanlı bıçaklı saldırılar, boykotlar. Bir zamanlar Müslümanların elinde olan Hindistan’da şimdi müslümanlar eziyet çekmekte. Allah yardımcıları olsun ne diyelim
Aslında bunlara sebep olan şeyler Hinduizm dinine mensup olan Hintlerin dini inanışları. Ve de dini yaşayış tarzları. Kendi dinlerine “sanatana dharma” derler. Bu da “ezeli-ebedi din/ şeriat” anlamına gelir.
Hinduizm de Kast sistemi uygulanmaktadır. Bir nevi insanları belli sınıflara ayırmak denilebilir. Burada da para konuşur tabii. zengin bir insanın sudra olabileceğini düşünemiyorum. Kast sistemindeki tabakalar şunlardır:
1- Brahmanlar
2- Kşatriya
3- Vaisya
4- sudra
bu kast sistemine göre tanrı brahmanın ağzından, kşatriyalar brahmanın kollarından, vaisyalar brahmanın midesinden, surdalar da brahmanın ayaklarından yaratılmıştır. Hepsinin de kendine has görevleri vardır. Mesela sudra işçi sınıfıdır, vaisya tüccar-esnaf, kşatriya hükümdar sülalesi, brahmanlar ise rahipler-din adamlarıdır.
Aslında bu kast sistemi 1975 de yürürlükten kaldırılmış olsa da halen uygulanmaktadır. Birilerinin, birilerinin işlerini görüyor olması güzel şey olsa gerek.
Bu sudracıklar köle gibi çalıştıkları gibi bir itibarları bile yok. Bir üst tabaka bir alt tabakadan alışveriş yapmadığı gibi evlilik meseleleri de tabakalar arası olmuyor. Kendi tabakasından olmayan birine aşık olurda birileri vaayy o sevenlerin haline.
Onlar için en korkunç şey de kendisinden üst tabakadan birine yan gözle dahi baktığın taktirde bir dahaki hayatında hayvan olarak dünyaya gelme düşüncesi olsa gerek. Bu yüzdendir ki yüzleri her daim gülüyor. Olur ya bi hataları olursa üst tabakalar onlar için hayal olur.
hindistanı severim, filmlerine, müziklerine bayılırım. ama körüne de sevmek olmaz dimi ama biz bilelim de sonra ağzımız açık kalmasın.
RESİMLER
——————————————————————————-