El-Melik: “Her şeyin hakimi, bütün kainatın hükümdarı anlamına gelir.“
Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
“Hak melik olan Allah pek yücedir. O’ndan başka İlah yoktur; Kerim olan Arş’ın Rabb’idir.” (Mü’minun, 23/116)
Melik ismi, gerçek anlamda her yönüyle yalnız Allah içindir. Bu sıfat, Allah’ın diğer bütün kemal sıfatlarının var olmasını zorunlu kılar.
Melik ya da malik olma malik olunan şey üzerinde istenildiği biçimde tasarrufta bulunmayı gerektirir.
Bütün kainat Allah’ın mülküdür ve Allah, mülkünde dilediği gibi tasarruf sahibidir.
İnsan yeryüzünde halife olduğu için, kendisine yeryüzü mülkü üzerinde izafi bir meliklik yetkisi tanınmıştır.
Herkesin belli bir tasarruf sahası vardır. Fakat bu tasarruf, hiçbir zaman mutlak değil, sınırlı ve Allah’ın tanıdığı alanda sadece bir emanettir.
Allah Teala için ‘insanların meliki’ denirken O’nun, insanlar üzerinde mutlak tasarruf sahibi olduğu anlatılmak istenir. Fakat şirk koşan insanlar, Allah’ın melikliğini yeryüzünde ve dolayısıyla insanlar üzerinde tasarruf sahibi olmak ve yeryüzündeki servetleri, yani mülkü diledikleri gibi kullanmak için gasp etmeye çalışırlar.
Kulun mutlak melik olması asla düşünülemez, Çünkü onun her şeyden müstağni olduğu söylenemez. Allah’tan başkasına ihtiyacı olmasa bile, her daim Allah’a muhtaçtır.
Nakledildiğine göre bir kimse bir hastanın hatırını sormaya gittiğinde şifa niyetine, 112 kere “Allahümme ente’l-melikü’l-hakku’llezi la ilahe illa ente ya Allah ya Selamü ya Kafi”, 3 kere de “Ya Sifae’l Kulüb” dese o hastanın hastalığı Allah’ın izniyle sıhhate dönüşür.
Ebced değeri: Maddi ve manevi güçlü olabilmek, insanlara sözlerini anlatıp dinletebilmek ve emir sahibi olabilmek için bu ismin her gün 90 kere çekilmesi gerektiği ifade edilmiştir.