Zehirlenmeleren çok rastlanılan ve ölümcül sebeplene neden olan rahatsızlıklardan birtanesidir. Bunun en büyük nedeni bir çok şeyde olduğu gibi tedbirsizlikten kaynaklanmaktadır. Özellikle ilaç kutularını ve zehirli maddeleri çocukların gözü önüne bırakmak böyle kazalara sebep oluyor. Bunun yanısıra son zamanlarda besinlere eklenen geliştirici maddeler sağlığımızı içten içe tehdit etmekte. Bu konumuzda zehirlenmelere alınacak önlemleri ve zehirlenmeanında yapmanız gereken ilk yardım hakkında bilgi vereceğiz.
Zehirlenmelerde Yapılması Gereken İlk Yardım:
Hastayı derhal kusturun. Bunun için parmağınızla ya da bir tüyle boğazını gıdıklayın ya da bir fincan tuzlu su ya da hardallı su içirin.
Mide boşaldıktan sonra zehirleri çöktürüp mideyi korumak içi o süt, yoğurt, yumurta akı gîbi maddeler verin, Hastayı midesinin yıkanması için ilk yardım hastanesine götürün.
Zehirlenmeye sebep olan maddeyi birlikte almayı unutmayın
Ancak hasta tuzruhu, kezzap, sudkostik gibi yakıcı maddeler, ya da gaz, benzin gibi yakıtları içmişte kusturma yapılmaz. Aynı şekilde baygın ve kendini kaybetmiş hastayı da kusturmaktan kaçının.
Zehirlenmeyi Önlemek İçin Yapılması Gerekenler:
Evde bulunan bütün ilaçları ve zehirlenmeye sebep olacak maddeleri kilitli bir yerde saklayın.
Bu dolabı sık sık gözden geçirerek işe yaramayanları çöpe atın.
İçerisinde ne olduğunu bilmediğiniz bir şişeyi hiç bir zaman kullanmayın.
İlaç ve kimyasal maddeleri mutfakta tutmayın.
Etiketi kaybolmuş şişeleri evde bulundurmaktan kaçının.
Ramazan ayı lezzetli yemeklerle anılır ancak sağlığımızı bozmamak için bilinçli bir şekilde oruç tutmak, iftarı ve sahuru bilinçli bir şekilde yapmak çok önemlidir.
Ramazan ayı, toplumumuzda önemli bir yeri olan, her kesimin birlikte masaya oturduğu, dostluğu ve paylaşmayı yücelten bir dönem olduğu kadar yıl boyunca zor bulduğumuz eşsiz lezzetlerle buluştuğumuz lezzet dolu bir ay olarak da hayatımızda yer alır. Toplumumuz ramazan pideleri, ramazan tatlıları, ramazana özel yemekler gibi pek çok önemli lezzet oluşturmuştur.
Ramazan Yemekleri
Ancak tüm bu lezzetlere kapılıp iftarda midemize bir anda yüklenmek önemli sağlık riskleri oluşturur. Ramazan boyunca özellikle pastırma ve sucuk yenmemeli. Hele sahurda bunlara asla dokunulmamalı. Çünkü bunlar gün boyunca çok susatır. Bununla beraber iftara mutlaka çorbayla başlanmalı, ardından da sebze yemeği yenmelidir. Kalp hastaları haftada bir kereden fazla kırmızı ete dokunmamalı. Et olarak, tavuk, hindi ızgara veya haşlama tercih edilmelidir.
İftardan sonra tatlı da hemen yenmemelidir. Aradan 2 saat geçtikten sonra sütlü tatlı tercih edilmelidir. Ama sütlaç ve güllaç haftada bir kez den fazla yenmemelidir. iftarla sahur arası bol su tüketilmelidir. Çok fazla şekerli besinlere de dikkat edilmelidir. Aşırı şeker kan şekerinin ani düşmesine neden olur. Kalp ve şeker hastalarının uzun sürecek bir oruç süresi yaşayacağı unutulmamalıdır. iftarda hoşaf da susamayı azaltır. Ancak kesinlikle kebaptan uzak durulmalıdır.
İFTAR TAVSİYELERİ
BAŞLANGIÇ
-2 bardak su
-2 zeytin ve 2 hurma
-2 tatlı kaşığı bal
-Avuç ayası kadar pide
-Bir kase çorba (domates, şehriye, mantar, sebze ama yağlı, kremalı ve unlu çorba hariç! Çorbaya 1 tatlı kaşığı sıvı yağı -zeytin yağı, mısırözü veya ayçiçek yağı konulur.) Ayrıca buzdolabında bekletilmiş et veya tavuk suyunun yağlı kısmı alındıktan sonra geriye kalan suyla da et veya tavuk suyu çorbası hazırlanabilir. Başlangıçtan sonra, ana yemeğe geçmeden 5 dakika yemeğe araverilmelidir.
ANA YEMEK
Başlangıçlara ek olarak aşağıdakilerden sadece bir tanesi olmak şartıyla, dönüşümlü olarak;
1) 100-150 gr. Et, tavuk, balık, biftek, deniz mahsulleri, ekmeksiz hazırlanmış köfte (5-6 adet.) Veya …
2) Bir tabak haşlama veya fırınlanmış veya kendi suyuyla yağsız pişirilmiş sebze, ıspanak, mantar, kabak, yeşil fasulye pazı, enginar, karnabahar v.s.
Veya …
3) Kuru fasulye veya barbunya pilaki veya piyaz (yağsız.) Veya …
4) Makarna veya bulgur pilavı (1 çorba kasesi dolusu) üzerine teflon tavada yapılmış yağsız domates + sarımsak sos sıcak bir şekilde konabilir ancak yanında yoğurt, et, peynir yenmemelidir.
EK OLARAK:
ilk 3 yemeğin yanında da sınırsız salata + yoğurt yenilebilir, ek olarak 1 adet meyve tüketilebilir.
SAHUR TAVSİYELERİ
1) Avuç ayası kadar pide veya 1 dilim esmer ekmek + 1 adet yumurta + 1 meyve + yoğurt + peynir, veya …
2) Haşlanmış veya fırında hazırlanmış 2 adet orta boy patates.
3) iftar ve sahur arasında en az 2 bardak maden suyu (tansiyonu yüksek olanlar veya böbrek taşı düşürenler için yasak) + 10 ila 12 bardak su diğer sıvılar (çay.kahve) alınmalıdır (şekersiz), Haftada 2 kez 2’şer top dondurma tüketilebilir.
Bugünkü toplum koşullarında bir kimsenin başına gelmesi en olağan kaza nedir diye sorulsa bunun cevabı hiç şüphesiz ”trafik kazası” olacaktır. Sadece Türkiye’de değil dünyanın hemen hemen her ülkesinde ölümlerin bir çoğu trafik kazalarından dolayı meydana gelmektedir. Bu yazmızda sizlere trafik kazasına maruz kalmamanız için ve trafik kazasında ne yapmanız gerektiğiyle ilgili bilgi vereceğiz.
Trafik Kazasına Uğramamak İçin Neler Yapılmalı?
Arabanızın frenlerini, direksiyonunu, tekerleklerini ve sinyal ışıklarını devamlı kontrol ettirin.Arabanızın camlarını temiz tutun, dikiz aynalarının ve sileceklerin iyi çalışmasına dikkat edin.
Alkollü içki içtikten sonra araba kullanmayın.
Aşırı sürat yapmaktan mutlaka kaçınınız.
Trafik kazaları ağırlıklı olarak dikkat bozukluğundan kaynaklanmaktadır. Bu yüzden aracı kullanırken telefonla konuşmaktan, araçtakilerle konuşmaktan ya da aracın içerisindeki herhangi birşeyle ilgilenmekten kaçının.
Sağlığınızla ilgili bir sıkıntı yaşıyorsanız trafiğe çıkmadan önce gerekli önlemleri alınız.
Emniyet kemeritakmadan yolculuk yapmayın.
İster yaya olun, ister otomobil kullanın, trafik kurallarına muhakkak uyun.
Trafik Kazası Olduğunda Ne Yapılmalı?
Önce yol kenarına işaretler koyarak kazaya uğrayanların ikinci bir defa ezilmelerini Önleyin. Gece ise arabanızın farlarını yakarak kaza yerine çevirin, Sonra tehlikeli durumda olanları (sıkışmış, ezilmiş, ateş içinde) güvenli bir yere taşıyın. Kanaması olan varsa, üzerine basarak kanamayı durdurun. Gerekirse suni teneffüs yapın. Kırık ve çıkığı olanlarda kırıkları tespit edin. Özellikle göğüs yaraları temiz bir bezle derhal kapatılmalıdır. Yoksa dışardan gkter hava ciğeri tazyik ederek sıkıştırır. Kaza saatini tacfeit edin ve ilgili makamlara (polise, cankurtarana gerekirse itfaiyeye) haber verin.
USB, günlük yaşamımızı değiştiren çok mucizevi bir buluş. Üstelik hayatımıza sadece 10 senede çok büyük bir fonksiyonalite kattı. Bu paratik dijital arayüz sayesinde, eskiden kocaman disklere sığdıramadığımız verileri minicik kartların içinde taşımaya başladık. Müzik dinlemek için yanımızda kocaman ve kırılgan CD çalarlar taşımaktan kurtulduk. İhtiyacımız olabilecek pek çok küçük detayı bir USB cihazla karşılaşır olduk. İşte size hayatınızda görebileceğiniz en acayip USBicatlar…
USB BUZDOLABI Ofiste veya evde çalışırken, kola kutunuzu veya bir bardak soğuk içeceğinizi yanınıza alıyorsunuz, o sırada telefon çalıyor, bir iş çıkıyor ve içeceğinizi içmeyi biraz erteliyorsunuz. Ama o da ne? Siz işi bitirdiğinizde içecek çoktan ısınmış oluyor. işte bu dev sorunu bu minik USB buzdolabı ile yenebiliyorsunuz. içeceğinizi içine koyun, canınız istediği zaman soğuk soğuk için. Bilgi için: www.thinkgeek.com
USB KEDİ KUYRUGU Kedi severler için bir kedinin yattığı yerde kuyruğunu gere gere oynatıp huzur içinde dinlenmesi kadar rahatlatıcı bir sahne daha yoktur. Peki ama çalışırken, ofiste, kantinde kedisini özleyenleri mutlu edip dinlendirmek için neden USB teknolojisi kullanılmasın? İşte bu kuyruk o işe yarıyor. USB’ye takıyorsunuz, dijital kuyruk sakince gerinip kıvrılıyor. Kedinizin, laptopunuzun hemen arkasında uzanmış olduğunu hayal edin. Çok acayip değil mi? insan şu hayatta neler görüyor. Bilgi için: www.ubergizmo.com
USB BÖCEK ROBOT USB üzerinden enerjisini dolduran ve elbette dilediğiniz programları yine USB üzerinden yükleyebildiğiniz bu minik “masaüstü” böcek robotları, 5 tuşlu minik uzaktan kumandaları sayesinde kontrol edebiliyorsunuz. Saniyede bir adım mesafe koşabilen bu çok acayip oyuncaklarla nasıl eğleneceğiniz, ne tür yaratıcı yöntemler geliştireceğiniz size kalmış. Ama bizce, çok acayip! Bilgi için: www.thinkgeek.com
USB PİL Kalem pille çalışan bir Cihazınız var ve tam da ona ihtiyacınız varken pil mi bitti? Pili çıkarıp USB’den bilgisayara bağlıyorsunuz ve şarj edip tekrar kullanmaya başlıyorsunuz. Yani USB arayüzü sayesinde kalem pillerin içine kendi şarj cihazlarım yerleştirmişler. Daha acayip bir şey olabilir mi? Bilgi için: www.thinkgeek.com
USB SPEEDOMETER Klavyede ne kadar hızlı yazı yazabildiğinizi hiç merak ettiniz mi? işte bu küçük hız göstergesi yazma hızınızı ölçmeye yarıyor. Göstergeyi USB üzerinden bilgisayara takıyorsunuz ve bir metin dosyası açıp yazı yazmaya başlıyorsunuz. Siz yazdıkça gösterge Yükseliyor. Acayiplikte zirveye oynayan bir ürün. Bilgi için: www.geeklogie.com
USB DAKTİLO Daktilo nedir, hatırlayanınız var mı? Dijital teknoloji hayatımıza girmeden önce tüm yazışmalar, mektuplar, resmi evraklar daktilolarla yazılıyordu. işte o günleri özleyenler için USB arayüzü harika bir seçenek sunuyor. Bu USB daktiloyu bilgisayarınıza veya tabletinize bağlıyorsunuz ve artık yazılarınızı daktilo ile yazıyorsunuz. Bilgi için: http://www.usbtypewriter.com
USB ÇİÇEK Çalıştığınız sırada bilgisayarınızdan çiçek kokuları yükselmesini ve kendinizi bir bahçenin içindeymiş gibi hissetmek ister misiniz? O zaman bu küçük USB çiçeğe ihtiyacınız olacak. Elbette, çiçeğin içindeki koku bir süre sonra tükeniyor ama istediğiniz esansı içine damlatarak yeniden kokmasını sağlayabiliyorsunuz. Bilgi için: http://www.usbfiower.com/gallery
Yara tedavisinde en önemli nokta temizliktir. Temiz olmayan hiçbir şeyi yaraya değdirmeyin. En iyisi temiz (steril) bir gazlı bez ile yarayı kapamaktır. Sonra sargı ile tutturulur. Ya da kendi kendine yapışan delikli flaster kullanılır. Bunlar eczane ve bakkallarda satılır. Yaraiçine toz ya da başka maddeler kaçmışsa ılık sabunlu suyla yıkayın, temiz gazbezi ile kurulayın ve hafifçe tentürdiyot sürün. Sonra yukarıdaki gibi kapatın. Yara çok derin ve genişse dikiş yapmak gerekir. Bir doktora başvurun. Gübre, toprak, örümcek ağı, toz, paslı çivi yarayla temasa gelmişse ve yara başta ise tetanos tehlikesi vardır. Tetanos serumu yaptırın. Eğer tetanosa karşı daha önce aşı yaptırdıysanız aşıyı tekrarlatmanızda fayda var. Kanayan yaralarda kanamayı durdurana kadar üzerine gazlı bez ile baskı yapmanız gerekir. Yüzde oluşan yaralarsa özenle dikilmelidir. Ancak bu şekilde yüzde iz kalması önlenebilir.
Ancak kanamafıskiye gibi ise atardamar zedelenmiş demektir, bağlanması gereklidir bir doktora gidin. Genellikle yara üzerine merhem sürmek gereksizdir, yara kendi kendine kapanır. Ancak sonradan cerahatlenirse merhem kullanılabilir. Unutmamak gerekir ki en ufak yaralar bile bir çok kez ölümcül sebeplere yol açabilmektedir. Bu yüzden yaranızı küçümsememeniz ve gerekli özeni göstermeniz gerekmektedir. Eğer yaranıza gerekli özeni göstermezseniz mikrop kapması ve yaranın daha büyük sorunlara yol açması kaçınılmaz bir durum olacaktır.
Yanıklarya ateş, sıcak su, su buharı, kızgın demir gibi sıcaklığı yüksek cisimlerle olur ya da tuzruhu, kezzap, sudkostik gibi kimyasal maddelere bağlıdır. Bu sonunculara kimyasal yanıklar adı verilir.
Yanıkolan yere hiçbir şey yapmadan İçendi haline bırakmak en doğrusudur. Ağrı kesiciilâçlar alına, bilir. Merhemler veya zetinyağ v.s. hava île teması keserek ağrıyı azaltırsa da bir Tabaka teşkil ederek altlarında mikropların üremesine yol açabileceğini unutmamak gerekir. Ayrıca geniş Ölçüde deri soyulmuşsa buraya sürülen ilâçlar kolaylıkla kana geçer.
Geniş yanıklarda, vücudun üçte birinden fazlası yanmışsa ölüm tehlikesi belirir. Çünkü yanık yüzeyinden bol su kaybı olur, kan koyulaşır ve hasta şoka girebilir. Böyle hastalar hastaneye kaldırılmalıdır. Aynı şekilde göz, boğaz, burun çevresindeki yanıklar da hastanede tedavi edilmelidir.
Bir kimsenin elbiseleri tutuşursa, onu hemen bîr battaniye ya da çarşafa sarın, hiç bir şey yoksa tutuşan kısmın üzerine yatmasını söyleyin. Kimyasal yanıklarda yapılacak şey hemen, hiç zaman kaybetmeden yakıcı maddenin değdiği yeri bol su ile yıkamaktır. Yıkamaya yanık bölgesinde kimyasal maddenin yok olmasına kadar devam edin.
2001 yılında ilk kez karşımıza Çıkan Max Payne, o yıllarda genç bir polis olarak suçlularla savaşıyordu. Ancak bu sıradan bir savaş değildi. New York’ta. yeni ortaya çıkan bir uyuşturucunun etkisiyle katile dönüşen bir grup insan, Max‘ın ailesini öldürünce Max, bu uyuşturucuyu piyasaya süren mafya ailesine ulaşmak için gizli görevle mafyanın içine karışıyordu. Tam bir sinema senaryosu gibi hazırlanan oyun öyküyü de sanki bir çizgi roman okuyormuşsunuz gibi anlatıyordu. 2001’de çok sevilen bu oyunun daha sonra ikinci bölümü de yapıldı ve nihayet, Haziran ayında üçüncü bölümü de oyun severlere ulaştı.
Oyun dünyasının en sevilen karakterlerinden olan Max, bu defa, hayattan yediği tokatların etkisiyle, yorgun, yaşlı ama hala işi bitmemiş bir savaşçı olarak karşımızda duruyor. On yıl önce ailesini kaybetmesinden sonra mafya ile de hesabını kapatan Max, katilleri, manyakları kendi bildiğince cezalandırmak için görevinden istifa etmiş eski bir polis memuru olarak Brezilya’da, bir iş adamının koruma işini alıyor ve Brezilya’ya uçuyor. Brezilya, zengin ailelerin çocuklarının fidye için kaçırıldığı, iş adamlarına suikastların düzenlendiği, eline silah alanın sağa sola ateş ettiği çok tehlikeli bir ülke ve Max daha ülkeye adımını atar atmaz bir kaçırma girişimini önlemek zorunda kalıyor. Oyun boyunca hiç düşmeyecek olan tempo daha ilk dakikada başlıyor ve sürprizlerle dolu sürükleyici senaryo boyunca, Brezilya’nın en acımasız, en vahşi çeteleri ile savaşmak zorunda kalıyorsunuz.
Max Payne oyunlarının en karakteristik özelliklerinden biri de, Mermi Zamanı denilen yavaşlatılmış oynama modudur. Bu moda girdiğinizde, çevrenizdeki her şey yavaş çekim ilerler ve siz de havada zıplamış şekilde üstünüze gelen mermilerden kaçarken bir yandan da havada nisan alıp düşmanlarınıza ateş etmek durumunda kalırsınız. Tam bir aksiyon filmi sahnesini anımsatan bu özellik sayesinde, çevrenizdeki pek çok düşmanı elimine edebiliyorsunuz. Oyun çok sürükleyici bir senaryoya sahip ve bitirene kadar insanı başından kaldırmıyor. PC, Xbox 360 veya PS3 sahibiyseniz, kaçırmak istemeyeceğiniz bir oyun.
Derslere gömülmüş sınavlara çalışırken sinemaya gitmek mümkün olmuyordu ama yaz tatili boyunca sıcakların zirve yaptığı günlerde püfür püfür klimalı sinemalar artık bizi bekliyor.
İNANILMAZ ÖRÜMCEK ADAM Peter Parker gerçek ailesi tarafından terk edildiği için dayısı ve yengesinin büyüttüğü, sosyal hayatta zayıf karakterli, lise çağında bir gençtir. Her ergenin yaşadığı sorunları yaşamakta ve hayatı sorgulamaktadır. Bir yandan da Gwen Stacy’ye deliler gibi aşıktır. Bir gün babasına ait bir çanta bulan Parker, anne ve babasının ortadan kaybolmasının ardındaki sırları çözmeye karar verir. Karşısına Oscorp şirketi Ve babasının eski ortağı olan Dr. Curt Connor’ın laboratuvarı çıkar. Artık Peter Parker için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır …
BUZ DEVRİ 4: KITALAR AYRILIYOR Manny, Diego ve Sid’in, kendilerini diğerlerinden ayıran afetten sonra sürüklendikleri bir kıtada başlarına gelenleri beyazperdeye taşıyor. Bir buzdağından derme çatma bir gemi yapan kahramanlarımızın maceralarla dolu epik deniz seferi böyle başlıyor. Manny ve arkadaşlarını bu yeni dünyada egzotik deniz canavarları ve acımasız korsanlar da bekliyor. Sincabımız ise hala o palamudu kovalıyor.
KARA ŞÖVALYE YÜKSELİYOR Terörist lider Bane, Batman’ın yaşadığı Gotham şehrinin güvenliğini tehlikeye atarken, Batman’ı da yok etmek için Kedi kadın Selina Kyle’ı da yardıma çağırır ve olaylar gelişir. Bu filmle, Christopher Nolan yorumlu Batman efsanesinin sonu gelirken, başrolde Bruce Wayne/Batman olarak yine Christian Bale’i, ezeli düşman Bane olarak Tom Hardy’yi, Selina Kyle rolünde Anne Hathaway’i ve John Blake olarak da Joseph Gordon- Levitt’i seyrediyoruz.
ABRAHAM LINCOLN: VAMPİR AVCISI 19yy.’da tüm Avrupa, vampirlerin işgali altındadır. Abraham’ın ailesi bu zulümden kaçmak için Amerika’ya gelmiştir. Fakat kısa sürede Abraham burada da ailesini vampirler yüzünden kaybedecektir. intikam yemini eden Abraham büyük oynar ve Amerika topraklarına başkan seçilir. 11 Güney Eyaleti ile Washington yönetimi arasında çıkan iç Savaş, vampirler ve insanlar arasındaki geçen iktidar mücadelesine dönüşecektir. Lincoln, vampirlerin kökünü kurutmaya kararlıdır …
Kurcalanması en tehlikeli şey elektriktir. Elektriğinşakası olmadığını hiç bîr zaman hatırdan çıkarmayın. Evdeki bütün bozuklukları ehliyetli bir elektrikçiye yaptırın. Genellikle voltaj yükseldikçe tehlike büyür; örneğin 220 voltluk bir elektrik akımı 110 voltluk elektrik akımından daha tehlikelidir. Bir de elektrik akımının vücutta geçtiği yol önemlidir. Kalp durmasıyapabilir.
Akıma kapılmışbir kimseye yardım için sakın elinizle, dokunmayın, sız de kapılırsınız. Önce akımı kesmeğe çalışın, düğmeyi çevirin ya da sigortayı çıkarın. Bu mümkün olmazsa elinize lastik eldiven ya da benzeri birşey giyerek bir sopa ile o kimseye yapışan teli ayırmağa çalışın, bu sırada ayakta da lastik pabuç olması iyidir.
Elektriğe çarpılmışbir kimsede solunum ve kalp çalışması durabilir. Sunî teneffüs tatbik edin. Kalp durmasına karşı kalp masajı yapılır. Bunun için hasta sırtüstü yatırılarak, göğsü üzerine muntazam aralarla dakikada 40 – 50 defa bastırılır.
Sıklıkla Meydana Gelen Elektrik Çarpması Nedenleri :
Elektrikle ilgili yeterli bilince sahip olmamak.
Aceleci davranmak ve dikkatsizlik.
Elektrik devresinde gerekli olan yalıtımın iyi düzeyde yapılmamış olması ya da zamanla özelliğini yitirmiş olması.
Yeterli bilgi ve teknik donanıma sahip olmadan elektrikli eşyalara yapılan müdahaleler.
Kalitesiz malzeme kullanımı ve aşınma.
Bu gibi sebeplere dikkat ettiğini takdirde elektrik çarpmalarından maksimum düzeyde korunmuş olacaksınız. Unutmayınız ki elektrik çarpmaları vücutta ciddi yaralanmalara hatta hayati tehlikelere sebep olabilmektedir.
Beyin kanaması yazın en çok gerçekleşen rahatsızlıklardan birtanesidir. Kimi zaman darbeye kimi zamansa fiziksel sorunlara bağlı olarak gerçekleşen beyin kanaması genellikle ölümle sonuçlanmaktadır. Bu konumuzda beyin kanamasıyla ilgili ayrıntılı bilgilere yer vereceğiz.
Belki de bir hastanın yakınlarını beyin kanamasıkadar üzüntüye iten ve korkutan başka bir hastalık daha yoktur. Buna inme veya ”nüzül“de denir. Beyin kanamasının sebebi beyin damarlarının çatlayarak kanın beyin içine yayılmasıdır. En çok tansiyonu yüksek olanlarda ve damar sertliği denen hastalıkta görülür. İnme anîden gelir. Ancak bazen daha önceden başağrıları, el ve ayaklarda uyuşmalar, dil tutulması gibi haber veren belirtiler olabilir. Hasta genellikle komadadır, bazen uyanıktır. Sorulanları anlar fakat cevap veremez. Vücudun bir yarısı, Örneğin, sağ kol ve sağ bacak hareket edemez. Duyu hissi de kaybolur. Bazen yüz de çarpılır. Hasta konuşamaz. Beyin kanaması her ne kadar tehlikeli bir hastalık ise de büsbütün ümitsizliğe kapılmamak gerekir. Vakalar m oldukça önemli bir kısmı iyileşir.
Beyin kanamasının tedavisi en iyi hastanede yapılır. Ancak evde alınacak bazı tedbirler de vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Hastanın varsa takma dişlerini çıkarın, rahat nefes almasına dikkat edin.
Rahat nefes alamıyorsa yarım yan çevirin. Ya da başını iyice arkaya eğin.
Felçli organları doğal durumlarda tutun.
Yanında daima bîrini bulundurun. Yataktan düşmeme, sine dikkat edin.
Zehirlenmeler en çok rastlanılan ve ölümcül sebeplene neden olan rahatsızlıklardan birtanesidir. Bunun en büyük nedeni bir çok şeyde olduğu gibi tedbirsizlikten kaynaklanmaktadır. Özellikle ilaç kutularını ve zehirli maddeleri çocukların gözü önüne bırakmak böyle kazalara sebep oluyor. Bunun yanısıra son zamanlarda besinlere eklenen geliştirici maddeler sağlığımızı içten içe tehdit etmekte. Bu konumuzda zehirlenmelere alınacak önlemleri ve zehirlenme anında yapmanız gereken ilk yardım hakkında bilgi vereceğiz.
